20. yüzyılın başlarında 200 bini aşan nüfusu ile İzmir bir liman kenti olması sebebiyle Osmanlı’nın ithalat ve ihracat faaliyetlerinde önemli bir yerde duruyordu. Dolayısıyla kentte, aralarında sandalcıların ve hamalların yoğunlukta olduğu liman işçilerinden oluşan bir sınıf da gözle görülür bir haldeydi. Kayıtlara göre 17. yüzyıla kadar uzanan bir mücadele geçmişine sahip olan İzmirli işçiler 1600’lü yılların ilk çeyreğinde Venedikli tüccarlara karşı kazanımla sonuçlanan bir grevin altına imza atmışlardı. Bundan yıllar sonra Anadolu topraklarındaki ilk 1 Mayıs kutlamaları da 1905 yılında yine İzmir’de gerçekleştirildi. İstanbul’da ise ilk 1 Mayıs kutlamaları 1910 yılında yapılabildi. 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanından hemen önce İstanbul’da gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamaları işçilerin “yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs’ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü ile grev ve sendika hakkı” gibi ileri talepleriyle kutlandı. Cumhuriyet sonrasındaki ilk kutlamalar 1924 yılında çeşitli engellemelerle karşılaştı ve sekiz saatlik iş günü talebi ile sokaklara çıkan çok sayıda işçi dağıttıkları bildiriler gerekçe gösterilerek tutuklandı. 1925’te çıkarılan “Takriri Sükûn Kanunu” sonrasında kutlamalar yasaklanınca 1935 yılına kadar 1 Mayıs kutlamaları her sene gizli bir şekilde geçekleştirildi. 1 Mayıs’ın yasaklar tarihinin de başlangıcı olan bu gelişmelerin on yıl kadar sonrasında 1935 yılında “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” düzenlemesi ile İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye’de “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak tanımlandı. Hatta bununla da kalınmadı; 27 Mayıs 1960’tan sonra Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz 1 Mayıs’ın yerine işçilere bayram olarak dayatıldı. Bu dayatma da yüzlerce yıllık mücadele deneyimine sahip işçi sınıfının kararlılığıyla boşa çıkartıldı.

1976 yılında o güne kadar gerçekleşen 1 Mayıs kutlamalarının en kitleseli 400 bin kişinin katılımıyla Taksim’de gerçekleşti. Hal böyle olunca bir sonraki yıl 1 Mayıs’ın daha da görkemli kutlanacağından tedirgin olan kimi çevrelerce 77 Mayıs’ında Taksimi dolduran 500 bin emekçinin üzerine ateş açıldı ve yaşanan olaylar sonunca 37 insan yaşamını yitirdi. Yükselen halk ve işçi hareketleri dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bilindik yöntemlerle, kanla bastırılmaya çalışılıyordu. 1979 yılında sıkıyönetim komutanlığının engellemeleri üzerine İstanbul’da 1 Mayıs kutlanamazken Anadolu’daki 1 Mayıs kutlamalarının ilk ev sahibi olan İzmir’de kutlamalar yine gerçekleştirildi.

80 darbesiyle birlikte 1987 yılına kadar 1 Mayıs kutlamaları alanlarda gerçekleştirilemezken, işyerlerinde, mahallelerde, okullarda çeşitli etkinliklerle, küçük gruplar halinde bu birlik ve mücadele günü kutlanmaya devam etti. 1987 ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs alanları işçiler tarafından doldurulurken, Taksim’de düzenlenmek istenen kutlamalara uzun yıllar boyu saldırılar düzenlendi. 1989’da bir kişi, 1996’da da üç kişi açılan ateşlerle yaşamını yitirdi. Tam 32 yıl sonra 2010 yılında ise 200 bin kişiden fazla katılımla 1 Mayıs Taksim Meydanı’nda kutlandı. O günlerden bu zamana gelinirken 1 Mayıs’ın resmî tatil olması gibi haklar da elde edildi. Her ne kadar bunu iktidarın bir lütfu olarak görenler olduysa da yoksulların, işçilerin ve emekçilerin devletli toplumlar tarihinde verdikleri mücadelenin birikimi bu türden hakların alınmasındaki en temel ve tek gerçek sebeptir. Yaşam bunu her fırsatta doğrulamıştır.

Şimdi 1 Mayıs’ı karantina günlerinde karşılıyoruz. Belki sokaklar ve meydanlar yarının umudunu taşıyan yüz binlerce insan ile dolu olmayacak bu sene. Belki baharın en güzel şarkıları 1 Mayıs alanlarından duyulmayacak. Ama şu karantina günlerinde dahi çalışmak zorunda bırakılan işçilerin alın terinin, makinaya kaptırılan kolun, çocuk işçilerin, göçük altında kalan madencinin, iş cinayetlerine kurban giden yoksulların hatırına 1 Mayıs’ta milyonlarca yoksulun evlerinde umut yeniden filizlenecek.

Bu çürümüşlüğün yerini alacak eşitlik, özgürlük ve adalet günlerinin umuduyla 1 Mayıs kutlu olsun.