Derdini ifade etmekten başka bir şey yapmamış insanlara kibirle cevap vermek nedir? Dile getirilen dertleri anlamazdan gelip, çiftçinin hakkı olan desteği ulufe dağıtıyormuş gibi dile getirip “gözünüze dizinize dursun” tonunda cevap vermek nedir? Ana muhalefet liderine laf yetiştireceğim diye yurttaşın kişisel verilerini açıklamak nedir? “Anamız ağladı” diyen çiftçiye “ananı da al git” diyen bir siyasi anlayışın avanelerinden başka bir şey beklemesek de her defasında bu tarzı görünce devlet adına, millet adına biz utanıyoruz.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Ödemiş ilçesinde çiftçilerle buluştu. Önceki toplantılarında yaptığı gibi kürsüyü çiftçilere bıraktı ve onları dinledi. Kürsüye çıkan kadın çiftçiler yaşadıkları dertleri, mazot, gübre, tohum gibi girdilerdeki maliyet artışlarını, bu nedenle tarlalarını ekemediklerini, hayvanlarını yeterince besleyemediklerini, zor durumda olduklarını dile getirdi. Söylediklerinin tümünün gerçek dertler olduğunu bilmeyen olmadığı için onların sözlerini ispata yönelik bir şey söylemeye gerek yok.

Ülkeyi ekonomisinden yargısına, bürokrasisinden sivil toplumuna kadar bir bütün olarak batıran siyasi iktidarın tarım politikalarını yürüten Tarım Bakanlığı, çiftçinin dile getirdiği bu dertlere derman olacak çözümler üreteceğine, en azından üretmeye çalıştığını dile getireceğine ya da hiç değilse yapamadıklarından dolayı utanıp susacağına, konuşmayı yapan çiftçileri azarlamayı seçti. Üstelik bunu yaparken her bir konuşmacının kişisel verilerini ifşa etti. Kaç hayvanı olduğunu, kaç para destek aldığını açık açık yazdı. Vatandaşa hesap vermesi gerektiğinde kişisel veri limanına sığınanlar, vatandaşın kendilerine verdiği kişisel verileri siyasi tartışmalara konu yapmakta beis görmediler.

Çiftçiye verilen desteğin, ekonomiyi batırmalarından kaynaklanan maliyet artışlarını karşılamaktan çok uzak olduğu bir gerçek. O nedenle bakanlığın “şu kadar destek verdik” sözüyle dile getirdiği destek çiftçinin derdine derman olacak seviyede değil. Basit bir hesap bile bu durumu açıkça ortaya koymaya yeterli olur.

Bakanlığın açıkladığı sayılara göre 37 büyükbaş havyanı olan çiftçiye 2021 yılı ile 2022 yılında (muhtemelen ilk altı ay için) toplam 23.741 lira hayvancılık desteği verilmiş. Müthiş bir destekmiş gibi açıkladıkları bu rakam, her bir hayvan için aylık 35.64 TL’lik (yazıyla otuz beş lira altmış dört kuruş) destek anlamına geliyor. Yani verilen hayvancılık desteği her bir büyükbaş hayvan için günlük 1 lira 18 kuruş yapıyor. Çiftçiyi azarlayıp, onu yalancı çıkarmaya çalışmak yerine, hayvan başına günlük 2 lirayı bulmayan destekle hayvancılık nasıl yapılır bunu da izah ederlerse biz de anlamış oluruz.

Verildiği söylenen desteğin, sadece mazot artışı karşısında bile hükmü kalmadı. Büyükbaş hayvan besleyen çiftçinin, bunlar için harcadığı suyun, yemin, hastalıklardan korunmak için verilen ilacın, tüm girdi maliyetlerini etkileyen akaryakıt fiyatlarının hesabı ortada. Konuşma yapan çiftçilerin de söylediği sorun kendilerine yapılan desteğin yetersizliğiydi. Üstelik onlar, desteğin artmasından çok ülke ekonomisinin düzeltilmesini, böylece girdi maliyetlerinin azalmasını istediler.

Çiftçiye verdiğiniz destek, halktan aldığınız paraların yine halka verilmesinden ibarettir. Söz konusu parayı açıklarken, miktarının azlığının yaratacağı utanmayı bir kenara bırakıp, zatı şahanelerinin kişisel hazinesinden verilen ihsanmış gibi dile getirme hadsizliğinizin karşılığını bu halk sandıkta verecektir. Hiç kuşkunuz olmasın.