Tüm Bel-Sen yaptığı basın açıklamasında,1 Kasım genel seçimlerinden bu yana yaşanan anti demokratik uygulamalar her geçen gün arttığına dikkat çekip,'İş güvencemiz için, açığa alınan, sözleşmesi feshedilen, KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımızın görevlerine dönmesi için, özgür toplusözleşme ve grev hakkımız için adalet istiyoruz' dedi.
Sendika adına basın metnini okuyan Sendika Genel Başkanı Erdal Bozkurt, 'Tek adam tek parti yönetiminde, kazanılmış haklarımız gasp edilirken, grevler yasaklanıyor en demokratik tepkilerimizin bir basın açıklaması ile dahi kamuoyu ile paylaşılması gazla, bombayla, plastik mermiyle bastırılmak isteniyor. Gazeteciler, akademisyenler, seçilmiş belediye başkanları, siyasi parti başkanları, milletvekilleri cezaevlerine konuluyor. Hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın yüz bini aşkın kamu emekçisi savunma ve adil yargılanma hakkı olmaksızın bir gecede işinden ve ekmeğinden edilmişlerdir. İşine iade edilmek için mücadele eden Nuriye ve semihin sadece “işimizi geri istiyoruz” talepleri görmezden gelinerek, ölüme mahkum edilmek istenmektedir.' dedi.
Bozkurt, 'Yerel yönetim emekçileri olarak demokrasi ve adaletin olmadığı bir ülkede sendikal hak ve özgürlükleri kullanamayacaklarını belirten Bozkurt, 'Gün bölünme, parçalanma, örgütsüz kalma günü değildir. Gün, bugüne kadar kazanılmış haklarımızı korumak için, 2017 toplugörüşme sürecindeki taleplerimizi almak, yerel yönetim işkolunda sendikamız Tüm Bel Sen’in kazanımı olan toplusözleşme hakkımızı korumak için dünden daha çok birleşme, dayanışma ve mücadele günüdür. açıklamasında bulundu.
Bütün yerel yönetim emekçilerini hükümetten, partilerden, belediye başkanlarından değil, gücünü üyelerinden alan sendikada başta iş güvencesi, toplusözleşme ve grev hakkını korumak için sendikada örgütlenmeye çağıran genel başkan Bozkurt sözlerine şöyle devam etti: Gerici, şoven, bölücü bir antipropaganda yaparak emekçilerin örgütlülüğünü dağıtmak için zehirli dili sendikamıza karşı pabuç gibi çıkanlar, AKP Hükümetinin iş güvencesi, kıdem tazminatı, emekli ikramiyesi, sağlık ve sosyal güvenlik hakkına yönelik tarihin en büyük saldırılarına karşı ölü taklidi yapıyorlar. Bu da yetmiyor sırtlarını üye yapmak için belediye yönetimlerine dayıyorlar. Hükümet ya da belediye yönetimi ya da kayyum yönetimi eliyle sözde örgütlenmeye çalışan bu her türden işbirlikçi sendikaların söylemleri ne olursa olsun birbirlerinden farkları yoktur.
