Sayacıların Adana, Antep, Konya, İstanbul, Manisa ve İzmir’de  çalışma koşullarının ve ücretlerinin düzeltilmesi talebi ile başlattıkları eylemler sürüyor. Suriyeli işçilerle birlikte eylemler yapan İzmir Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’ndeki Türkiyeli sayacılar, “Suriyeliler ilk geldiğinde biz bazı şeyleri idrak edemedik. Savaş mağduru insanlardı. Geldiklerinde ceplerinde paraları yoktu. Ucuz dikmeye başladılar. Bu bize de yansıdı. O zaman bu yönde eylemler yaptık. Ancak bugün gelinen noktada anladık ki; Suriyeliler değildi ucuz iş yapmanın sebebi. Suriyelilerle birlikte kazanacağımızı anladık” diye konuştu. 

15 yıldır sayacılık yapan Rıdvan Ertan sağlıksız koşullarda çalıştıklarını belirterek şunları söyledi: “Kimyasal maddenin içinde balinin içinde çalışıyoruz. Çalışma saatlerimiz çok fazla. Sabah saat 8’de iş başı yapıyor, gece 11’lere kadar çalışıyoruz. Haftanın iki günü üç günü sabahçı kaldığımız günler oluyor. Yakındığımız konulardan biri de bu. Evli olan arkadaşlarımız çocuklarını göremiyorlar. Pazar günleri bir gün tatilimiz var. Bazen o gün de çalışmak zorunda kalıyoruz. Sigortamız yok zaten sağlık güvencemiz yok.  Herhangi bir sağlık sorunu yaşadığımızda masraflarımız artıyor. Sorunlarımız artıyor. Emeklilik hakkımız yok. Fiyat konusunda yine sıkıntılar çekiyoruz.”

Sayacıların İzmir’de 2014 yılında Suriyelilerin çalıştırılmasına karşı eylem yaptıklarını hatırlatan Ertan, birlikte hareket etmeye başlamalarını “Suriyeliler ilk geldiğinde biz bazı şeyleri idrak edemedik. Savaş mağduru insanlardı. Geldiklerinde ceplerinde paraları yoktu. Ucuz dikmeye başladılar. Bu bize de yansıdı. O zaman bu yönde eylemler yaptık. Ancak bugün gelinen noktada anladık ki; Suriyeliler değildi ucuz iş yapmanın sebebi. O nedenle bu defa Suriyelilerle bir olduk. Beraber hareket ediyoruz. Bazı şeylerin üstesinden birlikte gelebileceğimizi anladık. Sonuçta hepimiz işçiyiz burada” sözleri ile aktardı. 

BUNDAN SONRA BİRLİKTE HAREKET EDECEĞİZ

Taleplerinin Türkiye’deki saya işçileriyle aynı olduğunu belirten Suriyelilerden Osman Osman da, Türkiye’deki saya işçileriyle birlikte hareket etmelerinden başka bir yolları olmadığının farkına vardıklarını söyledi. İlk geldikleri günler ucuz çalışmak zorunda kaldıklarını ve bu nedenle diğer sayacılara karşı baskı unsuru olarak kullanıldıklarını belirten Osman, “Türkiyeli işçiler ne talep ediyorsa biz de onu talep ediyoruz. Bu saatten sonra onlarla birlikte hareket edeceğiz. Birlikte kazanacağız” dedi. İşverenlerin kendilerini sömürdüklerini belirten bir başka Suriyeli İşçi Ali Süleyman da, “Geldiğimde ev kiram 2 oda için 250 liraydı. Bugün 600 lira. Ama ben 4 yıldır aynı fiyata ayakkabı dikiyorum. Her şeye zam var ama sayacıya zam yok. Çünkü işveren diyor ki; ‘Biz tıraşlarız yenisi çıkar.’ Yenisini nereden getirecekler merak ediyoruz. Türkiyeli ve Suriyeli işçi bir araya geldikten sonra tüm taleplerimiz kabul edilir” diye konuştu.

IŞIKKENT’TE 5 BİNİ ÇOCUK 45 BİN SAYA İŞÇİSİ ÇALIŞIYOR

Türkiye dünyada ayakkabı ihraç eden ülkeler arasında ilk sıralarda yer alırken, 2017 yılında 700 milyon doları aşkın ihracat gerçekleştirdi. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Galiko’ya göre Türkiye ayakkabı ihracatında 1 milyar doları aşacak potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelden çalışanın payına düşen ise, parça başı diye tarif edilen 3 ile 5 liralık ücretlerle sınırlı. Türkiye’nin ayakkabı üretiminde başı çeken kentlerinden biri olan İzmir’de Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi ve çevresindeki saya atölyelerinde 5 bini çocuk 45 bin sayacı ve işçi mevcut. Yüzde 90’ı sigortasız olan işçilerin olası durumlarda başvuracakları bir sağlık merkezi de site içerisinde yok. Yine Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırmanın, çocuk işçiliğinin ve iş hastalıklarının merkezi konumunda. İşçiler tüm bu nedenlerle çalışma koşulları, ücretlerinin düzeltilmesi ve çocuk işçiliğinin sonlandırılması talebiyle iş bıraktı. 

EVRENSEL- AHMET KANBAL

Editör: Haber Merkezi