TUGAY CAN / ÜMİT KARTAL – İZ GAZETE

Adalet Yürüyüşü’nün toplum tarafından uzun süredir özlenen bir şey olduğunu söyleyen Mehmet Şakir Başak, başlarda bir çok kişinin Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü tamamlayamayacağına inandığını hatırlattı. Başkan Başak, şöyle dedi: “Üç gün oldu beş oldu baktılar ki onlara bir şey çıkmıyor, birçok kişi yürüyüşün etkisini sonradan anladı. Tabi ben bırakmak için başlamadım. Sadece bu yürüyüş anlamında değil, savunduğum ilkeler anlamında olsun, neyin mücadelesini veriyorsam; o işi sonuçlandırırım. Uzun yıllardır ben ve benim gibi yurttaşlar böyle bir eylem bekliyordu. Sayın genel başkan da muazzam bir çıkışla, partiler üstü bir anlayışla bütün yurttaşların kalbinde bir kıvılcım yarattı. Bu noktada da azımsanmayacak provokasyonlarla karşı karşıya kaldık elbette. Herkes bizden kıracaklar dökecekler diye bekledi fakat biz hiçbir şekilde karşılık vermedik; sadece alkışladık, el salladık.”

‘BEN BU YÜRÜYÜŞÜ MUNDAR ETMEM’

Yürüyüşe dair anılarını gazetemizle paylaşan Başak, şunları söyledi: “Bir gün Hendek tarafında bir mola verdik. Hava çok sıcaktı ve dört saatlik bir mola olması kararlaştırıldı. O molada milletvekilimiz Tuncay Özkan dedi ki, ‘Bizim bir arkadaşımızın evi var yakınlarda, sen de dökülüyorsun, bir duş al, yemek ye ben seni geri getiririm’ 20-30 kilometre uzaklıkta. ‘Nasıl olsa dört saat zaman var, hadi’ dedik ve gittik. Ben sızmışım koltukta. Saat 3’te uyandım. Yemek hazırlanmış, bir şeyler atıştırdım filan. Saat 3.20’de evden çıktık. D-100 Karayolu kapalı olduğu için otobandan gidiyoruz, otoban da tıklım tıklım. Her neyse bir şekilde döndük, bir baktık ki konvoy yok. ‘Ben buradan itibaren yürüyeceğim beni indir burada’ dedim. ‘Ben arabayla gitmem, on dakikalık yol, yetişirim’ dedim. Bir şekilde indim D-100 Karayoluna. Yürüyorum, yürüyorum konvoy yok. En son aradım telefonla. Meğer konvoy saat 3’te kalkmış, 1 saat 15 dakikadır yürüyormuş. Yürümeye devam ettim. İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş da gecikmiş, arabayla gidiyordu, ‘Başkan atla arabaya’ dedi. ‘Ben bu yürüyüşü mundar etmem arkadaş, siz bana su verin devam edin’ dedim. 7 kilometreyi tek başıma yürüdüm.”

1 KİŞİ YERE ÇÖP ATSA 10 KİŞİ ‘ATMA KARDEŞİM’ DEDİ

Yürüyüş kolu boyunca karşılaştıkları provokasyonlara da değinen Mehmet Bakir Başak şöyle devam etti: “Endişelendiğimiz birkaç bölge vardı. Mesela Kızılcahamam, Kazan bölgesi gibi. Ama biz buralarda muazzam destek gördük. İnsanlar çay demlemişler, bahçesinde ki eriği toplayıp getirmişler, yürüyen insanlara dağıtıyorlar. Sakallı amcalar, başörtülü teyzeler… Yirmi beş gün boyunca on binlerce insan katıldı bu yürüyüşlere. Tek bir hırsızlık olayı olmadı. Çöp meselesinde elbette istisnalar kaideyi bozmaz ama bir Allah’ın kulu buradan on bin kişi geçmiştir demez. Mesela biri yere çöp atıyor, on kişi bir ağızdan atma kardeşim al onu yerden deyiveriyor. Tezek olayını anlatayım mesela. Olaydan bir saat sonra bir heyet geldi. Mevcut iktidar partisine mensuptular. Geldiler, özür dilediler. ‘Siz tanrı misafirisiniz, tanrı misafiri böyle karşılanmaz’ dediler. Açık yüreklilikle söylemeliyim ki bir kişiliksizin yaptığı işi de bütün topluma mal etmemek gerekir. Orada AKP’li olup da yürüyüşe destek veren insanlar gördüm. Çünkü adalete herkesin ihtiyacı var.”

‘KENDİLERİ KORUMASIZ SOKAĞA ÇIKAMIYOR’

Recep Tayyip Erdoğan’ın  ‘Kılıçdaroğlu sokağa çıkamaz hale gelir’ sözünü sorduğumuz Başak, şu ifadeleri kullandı: “AKP Genel Başkanı’nın ‘Sokağa çıkamaz’ sözü kendi psikolojisini yansıtmaktadır. Bir genel başkan yirmi beş gün boyunca Ankara’dan İstanbul’a yürüyecek sen de çıkıp diyeceksin ki sokağa çıkamayacak hale gelecek. Bin beş yüz korumayla sokağa çıkan Sayın genel başkan değil! Kendileri sokağa rahat çıkamadıkları için bu tarz söylemlere başvuruyorlar.”

ŞEKER TV’YE KARŞI ŞAKİR TV

25 gün boyunca kişisel sosyal medya hesabından canlı yayınlarla takipçilerini bilgilendiren Mehmet Şakir Başak’a, CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker’in TBMM’deki oturumları canlı yayınlayarak ‘Şeker TV’ olarak anılmasını sorduk. ‘Şeker TV’nin rakibi Şakir TV olur mu?’ diye sorduğumuz Mehmet Şakir Başak şöyle cevap verdi: “Bir adım da sen at diye bir slogan eşliğinde, yirmi beş gün boyunca canlı yayın yaptım, güzel oldu. Ali Şeker’in yaptığı yayın tabi ki de daha profesyonelce. Küçük de olsa bir alternatif yaratmaya çalıştım İzmir’e. Bu konuda ‘biz senin çağrını aldık da geldik’ diyen insanlarla karşılaştım. Şeker TV’nin bir alternatifi gibi görülebilir ama bizimkisi biraz acemi işi. Bundan sonra da bu yayınlar devam edecek. “

‘SELDEN KÜTÜK KAPMA DÖNEMİ SONA ERDİ’

Yürüyüşün CHP’de bundan sonra neleri değiştireceğini sorduğumuz Başkan Başak, şöyle devam etti: “Ben 19 yıldır CHP üyesiyim. Bu yürüyüşle çok önemli 2 şey değişti. Bir; özellikle son referandumda yaşanan gayrı meşru sonuçlar bir yılgınlık yaratmıştı örgütlerde. Bu yürüyüş örgütü silkeledi. Örgüt yerelden başlayıp genel merkeze kadar kendine geldi. İkincisi ise AKP’nin içinde olup da gidişattan memnun olmayan, demokrasiden yana olan mahcup kitle orta vadede harekete geçecek. CHP’den çok AKP’de bir değişiklik söz konusu olacak. Çünkü bir takım çatlak sesler duyulmaya başlandı. Her kesimden insanın bir araya geldiği bir mutabakat oluşacağına inanıyorum.  25 gün öncesi ile 25 gün sonrası farklıdır. Adalet yürüyüşü bir milattır. Bu partide selden kütük kapma dönemi sona ermiştir. Teoriyle pratiğin birleşmesi lazım. Bunu gerçekleştirmeyenlerin şansı yoktur. 69 yaşındaki bir genel başkanın böyle bir eylemi başlatmasından sonra bu partinin oturmak gibi bir şansı yoktur artık. Bu yürüyüş bir başlangıç oldu. Eski tarz siyasetin bu parti içerisinde barınması artık imkansız. Ülke adına, toplum adına yeni bir dönem başlıyor. CHP’nin siyaseti de buna ayak uydurmak zorunda. Müzik değişti dans da değişecek. Biz vatanın birliğinden, demokrasiden yana olan, özgürlükten ve eşit yurttaşlıktan yana olanlar ortak paydalarda birleşmeliyiz. Bu örgüt o müziğe ayak uyduracak. Uymayan olursa diskalifiye olur.”

‘EN ÇOK KONAK BELEDİYESİ KATKI SAĞLADI’

CHP’li belediyelerin Adalet Yürüyüşü’ne yeterli katkıyı sağlamadığına dair eleştirilere katılıp katılmadığını sorduğumuz Başak, şöyle konuştu: “Yerel yönetimlerin yürüyüşe desteği gayet iyiydi. Ama söz konusu İzmir’se, söz konusu Konak’sa tabi ki daha iyi olmalıydı dememiz mümkündür. Konak, Balçova, Buca, Karabağlar; özellikle bu belediyelerimiz öne çıktı. En çok da Konak Belediyemiz katkı sağladı. Ben Konak’ta hem ilçe örgütü hem belediye hem de üyeler olarak üzerimize düşeni yaptığımıza inanıyorum. Ama daha iyisi mümkün mü? Evet mümkün…”

Editör: Haber Merkezi