Geçen ay bu köşeden ‘Yürüyüş’ başlıklı sunu yazısı yazmış, ‘Dileriz ki, ‘zafer’le sonuçlanır bu yürüyüş. O zaman özel bir sayı ile selamlayacağımızın sözünü buradan verelim’ demiştim. Kazım’a ve Gökmen abiye de ‘adalet’ isteyip selam göndermiştim.

Kazım’ı aldık…

Gökmen abiyi de alacağız.

Adalet Yürüyüşü ise kesinlikle ‘zafer’le sonuçlandı. Bu sayı, omuzunda memleketin tüm adaletsizliklerinin yükü, kilometrelerce süren bir yürüyüşe dair söz söyleme sayısı değildir. Kuşkusuz, söylenecek çok şey var ama bu sayı, bir ‘saygı’ ve ‘hatıra’ sayısıdır.

‘Adalet’ için yapılan bir yürüyüşten sonra çıkacak olan ‘özel sayımızda’ kuşkusuz adil olmamız gerekir, baştan kabul edelim; bu iddiada değiliz, beceremeyiz.

Her kim ki, bu yürüyüşe –ve esasen insanlığın bitmeyen yürüyüşüne- bir adımla dahi destek olduysa, önünde saygı ile eğiliriz. Derdimiz birini birinden ayırmak değil kesinlikle. Kilometrelerce yola atılan yüzbinlerce adımla, onlarca belki de yüzlerce yıllık siyasi tarihe bir not olarak düşen yürüyüşe noktalama işareti olmak istedik o kadar…

Her şeyi adalet yürüyüşü ile başlatıp, onu milat alan bir güzelleme değil bu, yanlış anlaşılmasın. Ama ‘belki de geç’ de olsa, özlemle beklenen bir çıkışa kucak açma, ‘sevgi’ ve ‘hürmet’ gösterme…

Bundan sonra ne olur? İddialı cümleler haddimize değil ama temenni eder, kovalarız: Yürümeye devam!

***

Çok değerli isimlerle, tarihe not düşecek bir sayı hazırladığımız kanaatindeyim. Bizden kaynaklı ya da dışımızdaki sebepler nedeniyle, birkaç yazı daha eksik kaldı sayımızda, en azından buradan ifade etmek isterim: Öncelikle, Kılıçdaroğlu ailesinden bir yazı istedik ama edinemedik. Konak Belediyesi yürüyüşe İzmir’den en ciddi desteği sunanlardandı, çok ‘özel’ (ve güzel) bir sebeple yazıyı maalesef alamadık (kusur bizde)… İzmir’in canlı politikacılarından Avukat Sevda Erdan Kılıç’ın ailesindeki kimi sağlık problemleri nedeniyle yetiştiremedik, yürüyüşün kitabını hazırlayan Mustafa Balbay’dan (başka bir röportajımızın cevaplarını beklediğimizden, çifte yazı olmasın diye) görüş alamadık. Yürüyüşe başından itibaren net bir politik tutumla katkı koyan Emek Partisi, Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Halkevleri, DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi kurumlardan; o ya da bu sebeple yazı alamadık. Bu sayıda, hazır onu dışarı çıkarmışken Kazım Kızıl’dan içeride kalanlar için ‘adalet’ yazısı isteyebilirdik, ‘atladık’…

***

Tamamında kusur bizim. Tüm bunları, ‘bu yürüyüş bitmez’ diyerek önümüzdeki sayılara bırakalım. Sözümüz olsun…

***

Adalet Yürüyüşü bir kişinin çağrısı ile başladı ama bence iki önemli sonucu oldu:

  1. Bir şey olacaksa, bu yürürsek olacak.
  2. Ne olursa olsun, burası Anadolu; asla yalnız yürümeyeceğiz!

Saygıyla…