5 Ocak'ta düzenlene bombalı saldırıyı protesto etmek için ilk olarak İzmir Barosu avukatları nöbetçi kulübesinin bulunduğu alana geldi. Avukatlar ile onlara destek veren adliye çalışanları burada teröre karşı insan zinciri oluşturdu. İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan burada basın açıklamasını okudu. 

Yaşam hakkını ve adaleti hedef alan saldırıyı lanetlediklerini söyleyen İzmir Barosu Başkanı Özcan, şunları söyledi:

"Unutulmamalıdır ki, terör bir yenilgidir, terör bir korkaklıktır. Ülkemizi kin ve nefret söylemleri ile kaosa sürükleyenler amaçlarına ulaşamayacaktır. Emperyal savaş politikalarının sonucu olan bu terör saldırılarını ancak, Anadolu'da kurtuluş mücadelesinde gerçekleşen halk direnişinin dayanışma ruhuyla, milli birlik ve beraberlik içinde geleceğimize sahip çıkarsak durdurabiliriz. Biz, İzmir Barosu olarak, kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, hangi mazeret gösterilirse gösterilsin şiddetin karşısındayız. Çünkü biliyoruz ki, demokrasi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bireylerin yaşatabileceği bir rejimdir."

Şiddet ve düşünce özgürlüğünün yan yana barınamayacağını da ifade eden Özcan, "Şiddet ve demokrasi asla bağdaştırılamaz. Bizler, bütün gücümüzle başta yaşam hakkı ve düşünce hürriyeti olmak üzere bütün temel hak ve hürriyetleri korumak için üzerimize düşen her ödevi yerine getirmeye hazırız. Teröre karşı, milli birlik ve beraberlik içerisinde, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti için, bağımsız yargı ve özgür savunma için, temel hak ve özgürlükler için, adalet ve vicdan için el ele tek vücut direneceğiz" dedi.

DİSK'TEN DE TEPKİ GELDİ
Avukatlardan sonra DİSK'e bağlı sendikalara üye işçiler aynı noktaya gelip protesto da bulundu.

Saygı duruşunda bulunan işçiler adına konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Türkiye kara ve acılı günlerinden birini bir hafta önce bugün bulunduğumuz bu noktada yaşandı. Bu saldırı sonucu 1 polis ve 1 adliye çalışanı yurttaşımız yaşamını yitirdi.

Yaşam hakkı kendine insanım diyen herkesin hakkıdır. Görüşü, din, dil, ırk ve yaptığı görev ne olursa olsun vazgeçilmez temel haklarımızdandır. 

Yurttaşların yaşam hakkına yönelik arka arkaya yaşanan saldırıların önlenmesi tabii ki ülkeyi yönetenlerin görevidir. Her terör ve şiddet eyleminin ardından, iktidar cephesinden de saldırıları kınayan ve lanetleyen açıklamalar görüyor, yayın yasaklarıyla karşılaşıyoruz. Ancak ne yazık ki yeni acılar yaşanmasının önüne geçilecek adımların atıldığını göremiyoruz" dedi.

 

Editör: Haber Merkezi