OHAL yeniden uzatıldı.
‘Referandumdan ‘evet’ çıkarsa, bu bitmeyen OHAL anlamına gelecek’ diyorduk. Tam da öyle oldu.
İlk ilan ettiklerinde Binali Yıldırım “Devlet millete değil, kendisine OHAL ilan etti” demişti. “At izi it izine karışmasın” diyorlardı.
Gelinen noktada yüz bini aşkın kişi açığa alındı ya da ihraç edildi. Binlercesi bunalıma girdi, yüzlercesinin ailesi dağıldı, onlarcası intihar etti.
Kim, hangi gerekçeyle ihraç edildi bilinmiyor. Adam akıllı suçlama yok, mahkeme yok, savunma hakkı yok.
Çocuğunu ‘ucuz’ olduğu için gönderdiği dershane ya da yurttan ötürü açığa alınan da var, faizi düşük diye bir bankadan kredi çektiği için açığa alınan da… FETÖ’yü besleyip büyüten, ne istedilerse verenlerin yanında bunlar ne kadar suç sayılır, vicdanlara bırakalım.
Ama…
Mesela bunları dahi yapmayanlar var.
Ömrü hayatı FETÖ ve benzeri yapılarla mücadele etmekle geçmiş, FETÖ’cüler tarafından yıllarca baskı görmüşler var açığa alınanlar arasında.
KESK’liler var mesela. Ne FETÖ ne de herhangi bir tarikatla, cemaatle zerre alakası olamayacakların sendikası.
İşte onlardan bir kısmı daha son Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildi.
KESK’in belediyelerde örgütlü olan sendikası Tüm Bel-Sen’in 1 No’lu Şube Başkanı Çağdaş Yazıcı’nın da içerisinde olduğu 5 üyesi ihraç edildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde son KHK ile ihraç edilenlerin / açığa alınanların sayısı 23.
Her sendikadan var. Sendikasız olanlardan da var.
Gel gör ki, bu duruma tek tepki gösterenler KESK’liler.
Her sabah işyerleri önünde açıklama yapıyorlar. İlk OHAL ilan edildiğinden beri neredeyse tüm sendikalar üye kaybına uğrarken, Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu şube 600 yeni üye yaptı. Şimdi yeniden üyelerine gidiyorlar ve son ihraçları tartışıyorlar.
Haberini de yaptık. Başkan Yazıcı ihraç edildikten sonraki ilk iş gününde arkadaşlarıyla beraber işyerlerini gezmeye başladı ve ‘Asla yalnız yürümeyeceksiniz demeyen sendika sendika değildir. Biz buradayız ve böyle diyoruz. Korkmayın, korkmayacağız’ dedi. 
Yakından takip edeceğiz ve yaptıklarını duyurmaya çalışacağız çünkü bu şubenin OHAL süresindeki tavrı, karanlıkta yalnızlık ve korkuya maruz bırakılmaya çalışılan milyonlarca emekçi için kutup yıldızı, deniz feneri misali…
Karanlıkta yalnız yürünmez. Bu dönemler geçecek ve biz ancak Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube gibi daha fazla yan yana gelirsek bu dönemlerden kurtulacağız.
Başlığa dönersek; bu kadar ihraç edilen arasında kim FETÖ’cü kim değildir, nasıl anlaşılır?
Vallahi, diğerleri FETÖ’cü müdür bilemem ama göğsünü gere gere direnenlerin, sözünü sakınmadan söyleyenlerin FETÖ’cü olmadıkları kesin.
‘Aman beni de FETÖ’cü sanmasınlar’ gibi kaygılarla adaletsizliğe sessiz kalmak doğru değil. Kendinden eminsen, bunu bağıra bağıra söyleyeceksin.
Onlar öyle yapıyorlar çünkü ilk gün açıkladıkları gibi ‘su gibi berraklar’…