YAĞIZ BARUT / İZ GAZETE - ‘Bir gün benim sözlerimle bilim ters düşerse bilimi tercih edin’ şiarıyla yoğrulan eğitim sistemimizin, tarihsel süreç içerisinde bu düşünceden nasıl koparılmak istendiğine tanık oluyoruz. İktidar sahipleri kendi siyasal çıkarları için eğitim kurumlarımızı yıllardır cemaatlere teslim ettikleri yetmezmiş gibi şimdi de yeni müfredat ile laik yaşamı dönüştürmeye kalkıyor. Yeni müfredatı konuştuğumuz KESK’e bağlı Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal bu durumu ‘Laik yaşama meydan okuma’ olarak nitelendirdi. Yetkili makamların müfredata yönelik eleştirileri dikkate alması gerektiğini söyleyen Vardal, ‘ Aksi takdirde 5 yıl sonrası çok karanlık gözüküyor.” dedi.

‘HERŞEY KURGU’

Müfredat değişiminin 4+4+4 sisteminin devamı niteliğinde olduğunu belirten Vardal, “ Milli Eğitim Bakanlığı saha çalışması yapıp 100 bin kişinin görüşünü aldığını söylüyor. Ancak hangi görüşlerin kimlerden alınıp programa yansıdığına ilişkin bir açıklama yapmıyor. Bu ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor. Biz bunun sembolik olduğunu düşünüyoruz. Aslında her şey hazırlanmış sadece kamuoyunun olası tepkilerine ilişkin bir görüş alışverişi kurgusu var.” dedi.

‘DEVLETTEN KAÇIŞ VAR’

Öğrencilerin ve öğretmenlerin kendi yaşam tarzlarına uygun bir arayışa girdiğini söyleyen Vardal, “ Seküler yaşamın daha yoğun olduğu yerlerde devlet okullarından bir kaçış var. İnsanlar daha özgür eğitim alabileceği okullara gidiyorlar. Bu da eğitimin piyasalaştırılması sürecini hızlandırıyor.” dedi.

İktidarın kendi ideolojik hegemonyasını dini referanslarla yeni müfredat üzerinden kurmaya çalıştığını vurgulayan Vardal, “ Evrim Teorisi’nin müfredattan çıkarılmasıyla ilgili olarak öğrencilerin yeterli altyapısının olmadığı söyleniyor. Cihat gibi bir kavramı koyarken bu altyapı var mı? Burada bir samimiyet sorunu var. Önceki müfredatların da eleştirilecek çok yanı vardı ancak bu müfredatla bilimsel eğitime en büyük darbe vurulmuş olacak.” diye konuştu.

‘5 YIL SONRASI ÇOK KARANLIK’

İktidarın 2023 planlarına uygun bir müfredat hazırladığını kaydeden Vardal, “ Eğitim bir üst yapı kurumudur, nasıl bir gelecek hayal ediyorsanız ona uygun bir toplum yetiştirmeye çalışırsınız. Bugünkü iktidarın yaptığı da kendi siyasal ihtiyaçlarına uygun süreç yürütmesidir. Bunun sonucunu öngörmek çok zor ama gidişata bakıldığında 5 yıl sonrasının çok daha karanlık olacağını gösteriyor. Fotoğrafın bütününe baktığımızda da, müfredat üzerinden laik yaşama meydan okunuyor. Bunu başka şekilde izah etmek zor.” şeklinde konuştu.

‘İKTİDARIN BİR MİTE İHTİYACI VAR’

15 Temmuz Darbe Girişiminin müfredatta yer almasını değerlendiren Vardal, “ İktidarın bir mite ihtiyacı var. Bunu da 15 Temmuz üzerinden kurgulamaya çalışıyor. Hem kendi topluluğunu konsolide etmeye dönük bir tutum hem de bundan sonraki ideolojik formasyonun bir altyapısı olarak kurgulayacak. Başkada sarılabileceği hikaye yok.” dedi.

Müfredat dilinin de çok önemli olduğuna değinen Vardal, “ Bireycilikle, milliyetçilikle, dini değerlerle, bilimsellikten, sanattan, estetikten uzak bir dilin kullanıldığını görüyoruz. Dilin kurgusuna bakarsanız nereye hizmet edileceğini de görürsünüz.” değerlendirmesinde bulundu.

Eğitim-Sen’in müfredat için önerilerinden bahseden Vardal, “Bir eğitim müfredatının bilimsel, demokratik, laik olmasının yanında toplumsal faydayı da gözetmesi gerekiyor. İçerilen bilgi ve değerlerin demokrasi karşıtı öğeleri asla içermemesi gerekiyor. Sınav ve not üzerine kurulmaması gerekiyor. Ders kitapları sermaye çevrelerinin çıkarları ile dinsel kural ve referanslara göre hazırlanmamalı. Kitaplarda gözlenen tekdüzelik son bulmalı, içeriği bilimsel sistematik ve öğrenciye göre olmalıdır.” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi